Çağrı
merkezleri ilk olarak 1960’ların sonlarına doğru müşterilerin istek ve
şikayetlerini iletmesini sağlamak amacıyla ortaya çıkmıştır. Çağrı
merkezi kavramı ilk olarak ABD’de ortaya çıkmakla birlikte bu birimler
uzun süreler boyunca birçok şirket tarafından bir hizmet statüsü olarak
sunulmuştur. İlk gelişmiş çağrı merkezi sistemini
ise 1970’lerde Continental Havayolları kurarak sektörün gelişmesinde rol
oynamıştır. Bu temas noktaları zamanla önce Amerika’da daha sonra 1980’lerde
Avrupa’da ve paralelinde Türkiye’de yaygınlaşmaya başlamıştır.
Çağrı
Merkeziyle yolum 1990’lı yıllarda kesişti. İşe ilk başladığımda bu deli saçması
işi yapamam dedikten sonra sektörde 17 yıl orta ve üst düzey yöneticilik, 7
yılı da eğitmenlik ve danışmanlık yaparak geçti.
1990 ve 2000’lerin
başında “Müşteri Hizmetleri Temsilcisi” tanımı çokta bilinmemekle birlikte daha
kaliteli bir iş ortamı ve daha fazla değer gören bir görev tanımıydı. Hem
kazancıyla hem de çalışanların yetkinliklerinin geliştirilerek yetiştirilmesi
için verilen eğitimlerle çalışanlar içinde tatmin edici bir sektördü.
Sonra
patronların “Çağrı Merkezi Sektörünü” ucuza işçi çalıştırarak maliyetleri
düşürecekleri bir alan olarak görmesiyle çığrından çıktı. Hizmet ve kalite odaklılıktan uzaklaşarak
sadece maliyet odaklı bakış açısını hedefleyen şirketler, kendilerine yine
kendi sermayeleri ile outsource ( dış kaynak ) yada güncel ismi taşeron firmalar
kurdular. Ve çağrı merkezi hizmetini kurdukları bu firmadan alarak vergi
indirimi gibi birçok finansal hareketle karlılıklarını yükselttiler. Yani sağ
ceplerinden çıkarıp sol ceplerine koydular. Buda yetmezmiş gibi bu düşük maliyetli
hizmeti diğer firmalara da satarak “çağrı merkezi outsource hizmet
sektörünü” oluşturdular.
Bundan sonra
senaryo bir hayli değişti. Ucuza eleman çalıştırarak bu işi bir hayli
kalitesizleştirmenin ilk adımları atılmış oldu. Bir süre sonra insan simsarlığına
evrilen bir sektör haline geldi.
Buraya kadar
sektör ve tarihsel gelişimini paylaştım kabaca sizlerle.
Ama ÇAĞRI
MERKEZİ denilince sadece o sektöre çalışanların anlayabileceği bir GEZEGEN’den
bahsetmek istiyorum sizlere.
Kan, ter,
gözyaşı ne ararsanız bulunur o gezegende. Mobbing mi ararsınız, tazminat
ödememek için yıldırma oyunları mı ararsınız üst düzey entrikalar dönmektedir.
Hani şeytanın bile şapka çıkardığı cinsten.
Sitemizin bu
sayfasında sizlerden de gelecek entrika hikayelerini de paylaşıyor olacağız.
Benim
sektörde geçen 25 yıllık deneyimim içerisinde anlatabilecek o kadar çok ”yok
artık” dedirtecek hikayem var ki? Hani bir tutam Yaprak Dökümü, bir
tutam Kurtlar Vadisi, alabildiğince Aşk-ı Memnu, 1/3 oranında Ezel,
bir tutam Selena ve sos olarak Ekmek Teknesini eklersek belki o
dünyanın tarife biraz yaklaşabiliriz.
Amacım
kişileri şirketleri ifşa etmek değil asla. Ama yaşanan komik, saçma, başarılı
ya da talihsiz deneyimleri paylaşarak bu dünyanın bilinmeyen kapılarını açmak.
Sizlerden de
gelecek hikayeleri heyecanla bekliyorum…
Eğer müşteri
temsilcisiyseniz;
Ø Müşteri Temsilcisi olduğunuz zaman çağrı
karşılama cümlesini o kadar alışırsınız ki cep telefonunuzu “İyi günler XXX’den
ben Ayşe size nasıl yardımcı olabilirim diye” açarsınız ve sizi arayan arkadaşlarınıza
makara olursunuz.
Ø Evinizin kapısını şirket giriş kartı
ya da parmak izinizle açmaya çalışırsınız.
Ø Ne zaman iş çıkışı bir planınız olsa
son dakika fazla mesai çıkar.
Ø Mesleğiniz sorulduğunda müşteri
temsilcisiyim dediğinizde “he telefonlara bakıyorsun yani” yorumunu
sıkça duyarsınız. Ve arkasından “düzgün para veriyorlar mı bari” sorusu
gelir.
Ø Ve 3 ay çağrı aldıktan sonra kıdemli
olursunuz. Yeni gelenlere ”heyecanlanma ya alışırsın” dersiniz.
Ø Müşteri Temsilcisiyseniz ikna olmayan
hizmet alıcıyı yanınızda ki arkadaşa yetkili diye çağrı aktarırsınız.
Ø Müşteri Temsilcisiyseniz izin günleriniz
sürekli fazla mesai ile ( off) alınıyor ve ücrette ödenmiyorsa, raporla onu fazlasıyla
geri alırsınız.
Ø Müşteri Temsilcisiyseniz kendinizi
kuyruğun sonun atacak bir sistem açığını yıldırım hızıyla bulursunuz.
Ø Eğer Takım Liderinizi sevmezseniz onu
sürekli delirtecek küçük oyunlar yaparsınız.
Ø Eğer Takım Lideriyseniz, sevmediğiniz
agentlara gece ve ara vardiyalarına yazarsınız. Yada izin günlerini hafta içi
ardaşık olmayan günlere verirsiniz. Örnek; Salı Cuma ????
…… devamını
sizden bekliyorum ????