"Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir
şiir nedeniyle Çar tarafından Sibirya’da hapse mahkum edilir. Hapis cezasını
bitirdikten sonra anılarını kaleme aldığı “Ölüler Evinden Anılar” adlı kitabı
yazar. Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını
ama yanıldığını burada anladığını belirtir. Yazar, “kara halk” olarak
tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları çözümlemeye ve kendi iç
dünyasının derinliklerine inmeye başlar.
Dostoyevski hapishanedeki bir köpeğin yanından geçen her
mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek mahkumlardan kaçmadığı gibi
yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır.
Dostoyevski bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar. Köpek şaşkın şaşkın
ona bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. O günden
sonra köpek Dostoyevski’yi her gördüğünde ondan kaçar.
Ruhu köleleştirilmiş bu köpek bir sevgi açıdır. Bu durum
insanlar için de geçerlidir. Hayatları boyunca haksızlığa ve kötü davranışlara
uğramış sevgi açları iyi bir davranışla karşılaştıklarında nasıl
davranacaklarını bilemezler. Bazen kötü davrandığınız insanlar size tapar,
bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder. Böyle insanların gözünde
onları aşağılamanız onlar için bir beklentidir. Sizi gözlerinde yüceltirler.
Eşit ve iyi davrandığınızda ise onların gözündeki değeriniz birdenbire düşer.
Dostoyevski / Ölüler Evinden Anılar