Gözlemlediğim ve sıkça şikayet olarak dinlediğim bir konuyu sizlerle paylaşmak isterim.

Dinlediğim kadarıyla hala naftalin kokan mülakat teknikleriyle mülakatlar yapılmakta. Aslında işe girmenin tecrübe, deneyim, emek, yaratıcı bakış açısı vb. gibi yetkinliklerin ve eğitim bilgilerinin kiralandığı bir iş anlaşması olduğu bir gerçektir. 

Basit bir örnekle anlatarak, ev sahibi ve kiracı arasındaki ilişki üzerinden ilerleyelim. Biri evini kiralıyor, kiralayan ihtiyaçlarını karşılıyorsa evi tutuyor. Ama kimse “diğer evler dururken neden senin evini seçeyim?” ya da “diğer kiracılar içinden neden seni seçeyim?” diye sormuyor. “Evinizin gelişmesi gereken ya da en zayıf yanı veya kiracı olarak gelişmesi gereken yanınız ya da en zayıf yönünüz nedir?” demiyor. “Diyelim üst kattaki komşunuz çok gürültü yaptı ve bunu sürekli yapıyor ne yaparsınız?” diye simülasyon sorusu sormuyor.

Şimdi iş görüşmesini de emek, deneyim, tecrübe ve eğitim etiketi kiralama olarak düşünürsek, neden sadece İK uzmanları “neden sizi seçelim?” diye soruyor. O zaman bu soruyu adayın da sorması gerekmez mi? 

 “Neden sizi seçeyim, bana kariyer yolumda ne katabilirsiniz?”

Ayrılan bir kadro yerine alınacaksa;

“Neden ayrıldı, ne gibi memnuniyetsizlikleri vardı? Sizleri sorsam sizler için ne der?”

“Bana çalışanlarınızdan referans kimleri verebilirsiniz?”

Artık bu naftalin kokan mülakat tekniklerinden vazgeçilmesinin zamanı gelmedi mi?

İnsan Kaynaklarının insan kaynağını bu kadar amatörce bir yaklaşımla değerlendirmesi garip bir ironi.

Bir de ilk mülakat bile olsa özellikle yönetici mülakatlarını insan kaynakları uzman yardımcısına ya da kendi ekibinden bir astına yaptırıyor olma amatörlüğünden artık vazgeçilmesi gerekiyor.

Z kuşağını bu naftalin kokan tekniklerle seçilmeye kalkmamanızı tavsiye ederim.

Ya sizin başınıza gelen ilginç mülakat soruları nelerdi? Paylaşın naftalin kokulu soruları birlikte listeleyelim :)